Konuk Yazar

Tüp Bebek

İkinci tüp bebek denememde bana tutunan iki mucize meleğim tarif edilemez ancak sadece yaşanabilecek bir hamilelik dönemi bir anda ikişer ikişer düşünmeye başlayan aile bireyleri her dakikasını “acaba hâlâ oradalar mı?” diye geçen hamileliğimin ilk üç ayı, sadece yatarak geçirdiğim, lavaboya bile tek başıma gidemeyen ve zaman zaman bayılan bir hamile…

tüp bebek

Ben, okulundan bana türlü isim örnekleriyle gelen ve her gün karnıma elini koyup onları hissetmek isteyen bir baba adayı, tüm ailenin henüz doğmamış meleklerim hakkındaki planları (hangi sporu yapacakları ve hangi takımı tutacaklarına kadar, hamileyken her sabah oturup saatlerce kalkmadığım daha doğrusu kalkamadığım ve üzerinde türlü hayaller kurduğum kanepem, odalarını hazırlarken bana sonsuz yardım eden ellerinden her türlü iş gelen anneciğim ve babacığım, sürekli evde olduğum için sıkıldığımı düşünen ve o anda beni mutlu edecek şeyleri çok iyi bilip her hafta meleklerim için küçük sürprizler getiren ikinci annem (kayınvalidem), Ankara’da yaşayan ve bebeler doğmadan bir gün önce sırf onlara yakın olmak için tüm hayatını değiştiren Antalya’ya taşınan bir büyük anane (bebelerimin Türkün’ü), ismi az daha ‘Dora’ olacak olan oğlumun ismini son 1 ay kala değiştiren Kaya’mın isim babası Bülent ağabey’im (dedeleri), tüm bu saydıklarım benim hayatımın en güzel, en özel, en mutlu zamanlarımı yaşamaya hazırlanırken hamilelik sürecime tanık olanlar…

tüp bebek
Batu ve Kaya doğduğu zaman istedikleri kadar anneanne ve babaannenin 30 küsur yıllık tecrübeleri olsun başa dönünce herkes anlayacağınız iki bebeği aynı anda görünce bildiğini unutuyormuş, onlar da bildiklerini unuttu. En son hangisini emzirmiştin? En son hangisine biberon verdin? Hangisi önce kaka yaptı? Gece hangisi ağladı? “Hangisi’’ kelimesi meğersem ne kadar kutsal bir kelimeymiş. Hamileliğim de dâhil olmak üzere bizim evden 4 yıldır eksik olmadı, olmasın da zaten.

tüp bebek

Anane ve babaanneyi şöyle üç ay boyunca 35 yıl öncesine götürüp, uykusuz, yorgun, bulduğu yere bayılan ve zaman zaman gülme krizine giren 2 çatlak anneanne ve babaanneye dönüştürüp evlerine yolladık. Tabii şu an çok detaya girmiyorum ama süper iki kankadırlar, neye güldüklerini anlayamadığım zamanlar bile olmuştur.

Üç ayın sonrasında ise anne ve baba ilk sınavını verdi. Annelerimizi erken yolladığımızı fark ettik ama onlar üç gün boyunca uyumaktan telefonlarımıza bile cevap vermediler. İlk gecemiz süper geçti mis gibi uyudular. Hani herkes pek merak eder ya ikisi aynı anda uyanıp ağlıyor mu diye hayır zaten 3,5 senede 3 ya da dört defa aynı anda kalkıp ağlamışlardır.

Bir sonraki gün eşim işe gidip ben tek başıma kaldığım zaman gerçek ikiz analığına hoş buldum birini yatır, diğerini emzir, birine biberon, diğerini kucağında salla, birinin kakası, diğerinin emziği derken bir anda akşam oluverdi ve bu süreç uzunca süre böyle de gitti.

Bakıcı niye mi tutmadık? Zaten hali hazırda süper iki aynı kafada kankamız vardı, gönüllü, bebelere bakmaya hazır ve tabi ki de aynı şehirdeydik iyi ki de onlar vardı. Anlayacağınız ben ne lohusalık dönemi geçirdim ne de adaptasyonu zor sıkıcı bir dönem. Desteklerini esirgemeyen anneler, dedeler ve koca sağ olsun!

İpek Uğur Tuna

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top