Çocuk

Büyüyünce Ne Olacaksın Çocuğum?

Bu söze baştan tepkiliyim aslında. Bırakın bir büyüsün çocuk. Tadını çıkarsın çocukluğunun. Zaten o yaşam telaşının içinde bulmayacak mı kendini. Ailelerin bu konuda kaygısı çok büyük. İyi yaşasın, iyi yerlerde okusun. Üst kademelerde çalışsın. Bizim yaşadıklarımızı onlar yaşamasın. Bizim gibi ezilmesin, sıkıntı çekmesin. Evet, haklısınız. Hepimiz evlatlarımızı iyi yerlerde görmek isteriz. Çünkü göz bebeğimiz onlar, şükür sebebimiz. Niye yaşıyoruz? Onlar için.

Ama hayat öyle bal kaymak değil ki, biliyoruz.

Genelde çocukların büyüyünce ailenin içinde uhde kalmış, getirisi iyi olan, rahat edecekleri meslekleri seçmeleri istenir. Öğretmen ol 3 ay tatili var,  doktor ol bıçak parası alıyorlar, eczacı ol oturduğun yerden para kazanırsın gibi daha da çoğaltılabilir böyle içi boş söylemler. Her meslek kendi alanında zor, saygı duyulması gerekli alanlardır. Ama bunlar hep iyi niyetten.

Bana göre öncelikle iyi veya kötü meslek diye ayırt etmektense çocuğumuzu gözlemleyelim. Bunları sıralarsak,

  • Neleri yapmaktan mutlu oluyor?
  • En çok ne ile saatlerini geçiriyor?
  • Hangi derslerini daha çok seviyor ve daha iyi olduğunu hissediyor?
  • Oyun oynarken ne tarz oyuncaklara yöneliyor?
  • Duygularını nasıl ifade ediyor?( konuşarak, yazarak çizerek)
  • Arkadaşları ile ilişkisi nasıl, birlikte nerelere gidiyor?
  • İlgi alanları neler, size bıkmadan usanmadan nelerden bahsediyor?
  • En çok yüzünü ne güldürüyor. 🙂

Çünkü bu onun hayatı. Siz karar mercii değilsiniz. Yukarıdaki sıralamaya göre ancak yol göstericisi olursunuz. Çıtasını yükseltebilirsiniz. Ona başka fikirler sunabilirsiniz, araştırmasına yardımcı olursunuz. Seçimi ile alakalı kişilerle fikir alışverişinde bulunmasını sağlarsınız. Mutlaka o da kendi eleğinden geçirecek ve gerektiğinde size danışacaktır. Yanında olduğunuzu hissettirmeniz ve koşullar ne olursa olsun desteklemeniz gerekir.

Göreceksiniz ki büyüyünce çocuğunuz istediği mesleği seçerse ilk önce mutlu olur, mutlu olduğu için işini severek yapar, arkasından başarı gelir ve emeğinin karşılığını da alır mutlaka.

Hani bal kaymak değil demiştim ya hayat. Tabi ki düşüşler kalkışlar olacaktır.

Hangimizin olmadı ki? Ama doğru yoldaysa onlar birer nazar boncuğu, deneyim olarak ilişecek hayatına. Yani su akacak yolunu bulacak.

Bize düşense çocukken kafalarını bu düşüncelerle yormamak, bırakın kendi dünyasını keşfetsin. İlk önce oyunlar kursun, gözlemlesin,  neyi daha çok seveceğini bulsun. Söylesin seçimlerini. İzin verin. Kısıtlamayın ki ilerde kısıtlanmasın dünyası. Geniş bir bakış açısı olsun. Başka pencerelerden bakıp çözümlesin hayatı.

Ben oğlumla konuştuğumda ki konuyu kendi açıyor. “Anne, ben bilim adamı, mühendis, doktor hepsini bir arada olabilirim“ diyor. Ben de “olursun!” diyorum. Neden olmasın ki. Bu onun hayali, onun dünyası.

 

 

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top