Genel

Kadın Gözünden Kadınlar

Kadın Gözünden Kadınlar

Kadın Gözünden Kadınlar


Kadınız; yok ki birbirimizden farkımız! Evli, bekâr; zengin fakir… Vs.ne olursa olsun buluşma noktamız çoktur. Birbirimize ne kadar yakınsak; bir o kadar da uzağızdır. Özünde aynıyız; birbirimizi birlikte analiz edip; gözlem yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?

Dalgalı

Untitled-1

Biz Kadınların günü güne uymaz. Bazen sinirli; bazen neşeli; bazen boş vermiş bazen de bir o kadar takıntılı oluruz. Takıntılı olduğumuz konuların başında kilolarımız yer alır. Üç kilo fazlamız hep vardır. Bir türlü azalmayan üç kilo fazlalığa bir de şişkinlik eklenir. “Adet dönemi”; “dün gece biraz kaçırdım”, “çok su içtim de şiştim” deriz. Şişkinlikten bahsederken bizden biraz zayıf bir kadın gördük mü sesimizi yükseltmeye devam eder; erkek gördük mü; omuzları dikleştirir hemen albeni yaratmaya çalışırız.

Bedensel yorgunluğumuzu hep bir mesajla atmak isteriz. Ne beden buna alışıktır; ne eş; ne sevgili… Ah bir masör olsa da bedenimizdeki yorgunluğu alsa isteriz.

Farklı

Kadın Gözünden Kadınlar

Kadın Gözünden Kadınlar

Kadınlar bazı konularda ikiye ayrılır. Kesin çizgilerle ayrılmayıp; ruhuna göre hareket eden kadınlar olsa da genelde bir çizgiyle ayrılırlar. İşe giden kadınlar; ayakkabı tercihlerine göre ayrılır. Her türlü yorgunluğa rağmen topuklu giyip; görüntüsünden ödün vermeyen kadın olduğu gibi; rahatına düşkünlüğü sonucunda ayağından babetlerini çıkarmayan kadınlar… Babet giyen kadına iç geçiren  topuklu giyen kadın; ”ay sana ne güzel yakışıyor” der ve kendine bir türlü yakıştıramazken; babet giyen kadının da gözü  hep giymek istediği fakat rahatından bir türlü feragat edemediği topuklulardır. Bir kaç denemesi başarısızlıkla sona ermiş; dolabının bir köşesinde duran topuklular haricin de; topukluyla arası sadece iç geçirmekle kaldığının farkındadır.

Sürekli etek giyip hanım hanımcık dolaşan kadınlar olduğu gibi süslü pantolonlarla dikkat çeken de ; modayı ondan takip ettiğimiz kadınların yanı sıra rüküşlüğüne inanamadığımız “AA ninem zamanından kalmış” dediğimiz de çok kadın vardır.

Yansımalarımız

Kadın Gözünden Kadınlar
Her kadın başka kadına imrenir. Başka sanılan her kadın da doğal görünen diğer kadına… Bir zincir şeklinde devam eder ama hiçbir zaman bir saadet zinciri olmaz! Aksine göz ucuyla süzülür; yüz yüze gelindiğinde hafif bir gülümsemeyle son bulur. Süzmek yerini markaja almaya bırakırsa; yakalanınca kaçacak yer bulamayan kadın; gözüne ilk kestirdiği sahip olduğu bir şeyi söyleyerek; olayı yumuşatır.”Kolyene bayıldım; ne kadar da güzelmiş, bakmaktan kendimi alamadım” der.

Bir de  “Nerden aldın?” sorusu vardır: Bu soru genelde doğru şekilde yanıtlanmaz. “Ya geçen sene”;” çok eskiden”; “eşim almış”, “arkadaşım almış”, “son bir tane kaldı, indirimden aldım.”;” En uzak mağazadan aldım” gibi yanıtlanır. “Sen bundan sakın alma hatta markayı bile öğrenme ki aynı tarz başka şeyler olursa onu da sen alma” diye Türkçeye çevrilir

İç Dünyamız

Kadın Gözünden Kadınlar

Dışarıdaki dünyasında olup biteni hemen söyleyemediği gibi içerisinde yaşadıklarını da anlamlandıramaz bir kadın… Yaşamla sürekli bir mücadele içindedir. Ev kadını bitmek bilmeyen işlerinden; iş kadını da hayat dengesini bir türlü oturtamamasından yakınır. Çalışan kadının bir de çocuğu varsa; aklı hep yarımdır.

Çocukla birlikte Kadın Olmak

 

Kadın Gözünden Kadınlar
Çalışan kadın; çocuğuna kendi bakan ev hanımı olmanın hayalini kurar. Ev hanımları da çalışan kadın gibi güçlü olmak ister. Özgürlük kavramı çalışan kadına göre ev hanımın zamanını kendine göre ayarlaması iken; ev hanımına göre paranın çalışan kadında yarattığı güçtür. Herkese göre iyi çocuk yetiştirme kavramı değişirken; çocukları yarıştırmak adetten olmuştur. Kadınların hepsi; at yarışı gibi eğitim sistemine karşıyken; bir anda komşunun oğlunun asansörde bir İngilizce kelime söylemesi onu alevlendirir. Farklı okul arayışına girer. Her kadının çocuğu üstün zekalıdır ve farklı bir konuda yeteneği vardır. Bunu anca başka bir çocukla bir araya gelen anneler anlar; yok hayır deseler de mimikler inkâr etmez! Çocuklar bir araya gelince içten içe kabaran bir anne olduğu gibi; her olayda dibe vurduğunu hisseden anne de vardır. Çocuğunda hissettiği eksikliği aslında kendinde gördüğü eksiğidir. Anlamlandırmak istemez; içten içe aynadaki yansımasını görmenin hüznünü taşır.

Başarı Anahtarı

 

Kadın Gözünden Kadınlar
Kadın; Her parçasını yamamak ister. Bazen göz yaşı ile bazen neşe ile… Kapanmayan her yaranın gözlerde yaşattığı derinlikleri de vardır. Kapanmayan yara; yüze bir çizgi eklerken hayata da bir çizik atar geçer. Atılan çizgiyi kimi şarkıyla; kimi fiilimle besler. Duyguları öyle incelikle işler ki ruhuna; her hüzün duvarını kalın bir başarıyla örtmek ister.

İş hayatındaki müdürüne kızan kadın; “ya ekibiyle işten ayrılır” ya da “işi bırakır şirkete ağır bir darbe verir” .Ona yapılanlar hiçbir zaman olduğu yerde kalmaz. Akrep gibi sokmaz; neşeyle hüznü sana öyle yaşatır ki gülerken bir anda ağlarsın bunu da hayatın bir parçası sanırsın.

Kadın Gözünden Kadınlar
Bitmek bilmeyen kadın sohbetlerinin konusu: “Aşk”.  Gönlünü kime kaptırdıysa o aşkı kusursuz sanır. İlişki bitince hep “aşk” cezalandırılır. Hükmedilmeyen duyguların; prangalı bir rüzgarın bazen de içinde duyduğu çocuğadır onun aşkı. Aşka ait kelimelere küsse de en ufak duyduğu aşk sözcüğüyle can suyunu alır ve filizlenir.

Yaratan bir varlık olarak doğan kadının özünde vardır yaratıcılık; bazen bir yemeğe; bazen bir kıyafete bazen de çocuğundaki gelişime konu eder yaratıcılığını…

Sessiz bir gemi gibi bazı anlarda karşına geçtiği gibi; tükürüklere boğulmuş sesi kısılan bir hikayenin içinde de yer alır. Öfkesine yenik düşüp ağzına ne geldiyse söyleyen kadının pişmanlığını “Kafaya toka dışında başka bir şey takma” diyen diğer kadın dostu alır.

Akıl Haritamız

Kadın Gözünden Kadınlar
Yaşamı harita gibidir. Uzantılar; mesafeler ve yerler ona aittir. Neyin değeri, nerde kiminle örtüştüğünü anca o görür. Bazen mercek tutmak istesen de o isterse yakınlaştırır, istemezse uzaklaştırır.

Gülen kadının cazibesi; ağlayan kadının iş çekişi; horlayan babaannenin sevimliliği; hamile kadının heyecanı; genç kızların özgür ruhu; yeni evlenen kadının tutkusu gibi her kadın içinde “bir kadın rolü” ruhunu barındırır. Tombaladan bazen babaanne; bazen anne; bazen de sevgili çıkar..

Ruhunu da besler; bedeninle de eğlenir. Her gördüğüne imrendiğine bakmayın! Her kadın kendini de bilir; başkasının onu nasıl bildiğini de..

Yaşam çarklarında her ruhuna bir duygu gizleyen ve yaşamı yaşlandırırken ruhunu ortaya koyan biz yaratıcı kadınların “8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun.”

Şirin Yemen Oktar
Twitter: sirinyo
Facebook: simdi.now
[email protected]
http://sirinyelmenoktar.com.tr

 Fotoğraf: http://www.dosomething.org/ alıntıdır

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top